KÜÇÜK ŞEHRİN BÜYÜK HİKAYESİ RÜZGAR BEBEK

Bazı hikâyeler vardır; okuyup geçemezsiniz. 

Kelimeler gözünüzden kalbinize iner, sessiz kalmak ağır gelir. 

Bolu’da dünyaya gelen bir bebeğin hikâyesi de tam olarak böyle.

RÜZGAR BEBEK...

Henüz hayata yeni başlamışken, ona SMA teşhisi konulmuş. 

Daha yaşamın ne olduğunu öğrenemeden, ağır bir mücadeleyle karşı karşıya bırakıldı. Ne seçme şansı vardı ne de itiraz edebileceği bir düzen. Sadece doğdu ve şimdi yaşamak istiyor.

Bir bebek için yaşam; gelecek planları ya da büyük hayaller değildir. Yaşam, nefes alabilmektir. 

Annesinin sesini duyabilmek, babasının eline güvenle tutunabilmektir. 

Bugün ihtiyaç duyulan tek şey de budur: hayata tutunma fırsatı.

Bolu’nun ilk SMA’lı bebeği olarak kayıtlara geçen bu küçük yaşam, artık yalnızca bir ailenin meselesi değildir. 

Bu, toplumun vicdanıyla ilgilidir. Çünkü söz konusu olan bir çocuğun yaşam mücadelesiyse, bu mesele bireysel sınırları çoktan aşmıştır.

“Benim katkım neyi değiştirir?” sorusu sıkça sorulur. 

Oysa bir yaşam, tek bir büyük hamleyle değil; sayısız küçük desteğin birleşmesiyle korunur.

Küçük görünen yardımlar, bir araya geldiğinde hayati bir güce dönüşür.

Ailenin talebi olağanüstü değildir. İstenen tek şey, gerekli tedaviye zamanında ulaşabilmek. 

Bundan daha insani, daha temel bir beklenti olabilir mi?

Bugün bir bebeğin yaşam mücadelesine omuz vermek, yarın geriye dönüp bakıldığında vicdanla yüzleşebilmektir. 

Sessiz kalmak ise sonradan hiçbir şeyi değiştirmeyen pişmanlıklar biriktirmektir.

Unutulmamalıdır ki bir toplum, en savunmasızına sahip çıktığı ölçüde büyür. Bir bebeğin hayata tutunabilmesi, her şeyden önce gelir.

Bu çağrı, bir isimden ibaret değildir.
Bu çağrı, yaşamın kendisidir.

Haydi Bolu'nun gönlü güzel insanları Rüzgar Bebek sizi bekliyor.