Biz öldük. Ama siz hâlâ görmüyorsunuz

Biz öldük. Ama siz hâlâ görmüyorsunuz
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Biz öldük.

Ve sanırım ilk defa her şeyi gerçekten görüyoruz.

Yaşarken gözümüz körmüş.

Kulağımız sağır.

Kalbimiz meşgulmüş başka şeylerle.

Şimdi buradayız...

Bedenimizden sıyrıldı ruhumuz yeryüzünde değiliz artık.

Aşağıya bakıyoruz.

Ve ölen sadece biz değiliz.

Biz Kartalkaya’da öldük.

Bavulumuz henüz açılmamıştı.

Sevdikleriniz yatağa uzanmış, pencereyi açmaya çalışıyordu.

Açılmadı.

Yangın merdiveni vardı, ama içerideydi.

Duman sinsice geldi önce.

Sonra alev.

Bağırdık.

Ama sesimiz kimseye ulaşmadı.

Çünkü sesimizi duyması gerekenler,gerekli olanı çoktan yapmamışlardı. Biz bir yangında değil, bir ihmaller zincirinin son halkasında yok olduk.

Biz Samsun’da göçük altında kalmadık. Ama o istasyondaki kız çocuğunun hayalini içimde taşıyoruz.

Üzerine dağ devrilmeden önce, küçük aynada saçını düzeltmişti.

Babası arabayı temizliyordu, gülümsediler.  

Sonra hepsi gömüldü.

Taşın altına değil.

Sessizliğin, umursamazlığın, "bir şey olmaz"cılığın altına.

Biz Osmaniye’de elektriğe kapılmadık.

Ama o çocukla annesinin elleri hâlâ birbirine bağlı orda.Kanaldaki su berraktı fakat içinden ölüm geçiyordu.

Kablo açıkta, denetimsiz.

Uyarı yok.

Sorumlu yok.

İki insan, birkaç saniyede yok oldu. Ve herkes bir “kaza” deyip geçti.

Biz Mattia’yı burada gördük.

14 yaşındaydı.

Umutları,hayalleri vardı...

Kimsesiz değildi ama sahipsizdi.

Kadıköy'de  bir pazarda yaşıtları tarafından bıçaklandı...

Yetmedi kanlar içinde yerde tekmelendi.

Ve malesef Geç kalındı.

Bir çocuk kaybolduğunda, sadece ailesi değil, bir ülke de eksilir. Biz azaldık.

Biz Yenidoğan Çetesi’ni burada öğrendim.

Doğar doğmaz alınan bebekleri.

Annelerine “öldü” denilen çocukları.

Birileri onları aldı, susturdu.

Adlarını değiştirdi.

Ama anneler hâlâ eski isimleriyle çağırıyor evlatlarını,hiç duymayacaklarını bilerek.

Biz öldük.

Ama gördüklerimiz hâlâ yaşamaktan daha ağır.

Her gün biri daha geliyor buraya.

Bir yangından.

Bir çukurdan.

Bir fark edilmeyen ayrıntıdan.

Ve biz burada çoğalıyoruz.

Siz hâlâ yaşıyor musunuz?

Yoksa sıranız mı henüz gelmedi?

Biz öldük.

Ama siz hâlâ görmüyorsunuz.

Ve bu sessizlik...

Önce sizi, sonra herkesi içine alacak.

Tıpkı sırra kadem basan İnsanlık gibi....

Reklam
Yorum yazın
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Adem Evcil yazıları