BİR ŞEHİR, BİR TAKIM, BİR GELECEK: BOLUSPOR'A SAHİP ÇIKMA ZAMANI

BİR ŞEHİR, BİR TAKIM, BİR GELECEK: BOLUSPOR'A SAHİP ÇIKMA ZAMANI
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Bolu, sadece ormanıyla, gölüyle, dağıyla değil; karakteriyle, aidiyetiyle, mücadelesiyle tanınan bir şehir. 

Ve bu karakterin en güçlü yansıması, yeşil sahalarda yıllardır alnının teriyle mücadele eden Boluspor’dur

Bugün, Boluspor sadece bir futbol kulübü değil; bu şehrin vicdanı, sesi ve hafızasıdır.

Geçmişten bugüne uzanan bu yolculuk, elbette inişleri ve çıkışlarıyla dolu oldu. 

Ancak artık inişin sınırındayız. Erdal Bayrak’ın Boluspor Başkanlığı’nın onaylanması, bu inişi durdurmak ve yukarıya tırmanmak adına atılmış cesur bir adımdır. 

Şimdi, bu adıma omuz verme zamanı. 

Çünkü bir başkanla olmaz; bir şehirle olur.

Sözle Değil, Eylemle Destek Zamanı

Başkan Bayrak yalnızca göreve gelmedi, aynı zamanda bu şehre bir çağrıda bulundu:

“Taşın altına elini koyacak olanlar nerede?”

Bu çağrı, yalnızca birkaç kişi ya da kurum için değil; tüm Bolu halkı içindir.

Stadyumda boş kalan koltuklar, aslında sahipsizliktir. 

Altyapıdan yetiştirilemeyen gençler, geleceğimize sırt çevirmektir.

Maç günü çarşıda sessizlik varsa, bu sessizlik yalnız sahaya değil, şehrin ruhuna da yansır.

Bugün, Boluspor’un başarısı için herkesin yerini alması gerekir. 

Çünkü unutmayalım:

Birlik olunmadığında düşen sadece takım değildir; şehrin onurudur.

Sığ Siyasetle Kaybedilen Yalnızca Maçlar Değil

Spor, siyasetin oyuncağı değil; şehrin ortak değeridir. Ama ne yazık ki yıllardır Boluspor'un etrafında dönen dar hesaplar, kişisel kavgalar ve kutuplaşmalar, kulübü bugün bulunduğu kırılgan noktaya sürüklemiştir.

Aynı akıbet, Bolu'nun turizminde de yaşanıyor. İyi yönetilemeyen süreçler, şehir ekonomisini ve dış algısını zedeliyor. 

Spor turizmi gibi büyük bir potansiyel, takımın başarısıyla doğrudan bağlantılıdır.

Elini ovuşturarak takımın kötülüğünü isteyenler  , Boluspor küme düştüğünde, Bolu da bir basamak daha aşağı iner bunu neden anlamak istemezsiniz ki.

Bu tablo kimseyi mutlu etmemeli. 

Aksine, içimizi sızlatmalı. 

Bu düşüşten mutlu olacak tek kesim, Bolu'nun başarısından korkanlardır.

Artık Bahane Yok

Bu saatten sonra bahane üretme lüksümüz yok.

  • İş dünyası sponsor değil, paydaş olmalı.
  • Üniversite gençliği, Boluspor’u sadece maç günlerinde değil, sosyal yaşamın her alanında yaşamalı.
  • Basın, eleştirirken yıkmak için değil, yapmak için yazmalı.
  • Siyasiler, görüş farklarını bir kenara bırakıp bu ortak değeri birlikte korumalı.
  • Ve halk, "ne olacak bu Boluspor'un hali" sorusunu bırakıp, “ben ne yapabilirim?” demeli.

Birlikte Dirileceğiz

Erdal Bayrak’ın bu göreve gelişi, bir dönüm noktası olabilir. 

Ama sadece o isterse değil; hepimiz istersek. Bu takım, defalarca mucize yazdı. Bugün yine yazabilir. 

Ama o mucizenin mürekkebi tribünden, sokaktan, esnaftan, öğrenciden, yöneticiden, iş insanından gelir.

Boluspor’un ligde kalması bir başarı değil; bir başlangıç olmalı. Yeni bir ruh, yeni bir vizyon, yeni bir şehir bilinciyle.

Unutmayalım:

Boluspor düşerse, sadece bir takım değil; Bolu'nun gururu, kimliği, hatta geleceği yara alır.

Ama Boluspor yükselirse; Bolu yeniden ayağa kalkar.

Haydi Bolu, şimdi herkes elini taşın altına koysun. 

Çünkü bu hikâyede ya birlikte yazacağız, ya da hiç yazılmayacak.

 

 

 

 

Reklam
Yorum yazın
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Adem Evcil yazıları