Hasan Umur'dan şok ifadeler
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanan sanıkların duruşmalarına devam ediliyor. Bolu Dağı A.Ş. Genel Müdürü Hasan Umur, Cezayir’den aldığı 15 bin dolar maaşlı iş teklifini reddedip mahkemeye geldiğini söyleyerek, 34 ortaklı ve Polis Sandığının imtiyazlı ortak olduğu bir şirkette Polsan’ın rızasıyla genel müdür olduğunu belirtti.
Hasan Umur “Burada genel müdür olarak kabul edilmek benim için bir lütuf değildir. Ben zaten o zamana kadar iş hayatında kendini ispatlayan, kariyeri olan biriydim. Cezayir’den bir iş teklifi aldım. 15 bin dolar maaş teklifini aklanma düşüncesiyle geri çevirip huzurunuza geldim” dedi.
Umur hakkında ifade veren eski Başhekim Hüseyin İka ile ilgili de şok beyanlarda bulundu. Umur, "Malum yapıyla bu denli ilişkisi olan şahıs dışarıdayken, şahsım tutukludur. Hüseyin İka isimli şahıs siyasi parti içinde bir varlık mücadelesi gütmektedir. Hala milletvekili olan bir şahısla siyasi çekişmeleri nedeniyle beni kullanmaktadır." dedi.
Haber: Ebru EYVAZOĞLU
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 64'ü tutuklu, 55'i tutuksuz ve 26'sı firari olan 145 sanığın yargılanmasına Karaçayır’da Nikah Salonu’nda devam ediliyor.
Highway Alışveriş Merkezinde genel müdürlük yapan ve 9 Kasım 2014’te ayırılan Hasan Umur hakkındaki suçlamaları yanıtladı. Hasan Umur “Suçlamaları kabul etmiyorum.Hain darbe girişimini lanetlediğimi belirterek savunmama başlamak isterim. Bugüne kadar darbelerin karşısında oldum. Hakkımdaki örgüt üyeliği suçlamasını hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Uludağ Üniversitesi’nde eğitim gördüm. 30 yıldan beri özel şirketlerde değişik pozisyonlarda çalıştım. Arçelik’te Arge şefi olarak iş hayatımda bulundum. 2012’de Arçelik,Afrika’da bulunan beyaz eşya fabrikasını alınca beni oraya göndermek istedi. Eşimin memur olması nedeniyle istifa etmek durumunda kaldım. İş aradım fakat şartları uygun olmadı.
“15 BİN DOLAR MAAŞ TEKLİFİNİ AKLANMA DÜŞÜNCESİYLE GERİ ÇEVİRDİM”
Bu süreçte Bolu Dağı A.Ş.’den teklif aldım. Şehir değişikliği yapmayacak olmamız nedeniyle ailevi nedenlerle teklifi kabul ettim. 2 buçuk yıl kadar burada genel müdür olarak çalıştım. 2014 yılında Bolu dağı A.Ş. ve Highway’le ilişkin spekülasyonlar artınca iş aramaya başladım. Kayseri’deki Simtel’den teklif aldım. 2014 Eylül’de anlaştık. Bolu Dağı A.Ş. benden bir süre ertelememi istedi. Bu nedenle Kasım 2014’te Simtel’de işe başladım. 2016’da şirket ortakları arasında problemler ve emekliliği hak etmem nedeniyle buradaki işimden ayrıldım. Bolu’ya geri döndüm. Cezayir’den bir iş teklifi aldım. 15 bin dolar maaş teklifini aklanma düşüncesiyle geri çevirip huzura geldim. Bu teklifin önemi bulunmaktadır. Bolu Dağı A.Ş.’de yalnızca örgüte yakın kişilerin çalıştırıldığı algısını yıkmaktadır. Böyle bir teklife rağmen mahkemenizin huzuruna gelmiş olmam suçsuzluğumu göstermesi bakımından önemlidir. Suçtan sanığa gidileceği yerde sanıktan suça giderek soruşturmanın yürütüldüğünü düşünüyorum.
“MALUM YAPIYLA İLİŞKİSİ OLAN ŞAHIS DIŞARIDAYKEN, ŞAHSIM TUTUKLUDUR”
Hakkımda tanıklığı bulunan Hüseyin İka’nın beyanlarını hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Eşimin tayinine ilişkin etkili şahıslarla görüşmem olması örgüt faaliyeti gibi gösterilmeye çalışmış. Türkiye ortamında eşimin tayinini etkili ve yetkili insanlarla görüşmemi suç gibi gösterilmesi doğru değildir. Malum yapıyla ilişkili olduğumu ve genel müdür olduğum şirketin sahibiyle yakın ilişkilerini bildiğim ve yurtdışı seyahatlerine giden, başhekim olduğu dönemde aklanmak için örgüte muzahir yapıların ortak açıklama yaptığı şahıstır. Kendisini kurtarmak için ben ve eşim hakkında mesnetsiz iddialarda bulunmuştur. Malum yapıyla bu denli ilişkisi olan şahıs dışarıdayken, şahsım tutukludur. Hüseyin İka isimli şahıs siyasi parti içinde bir varlık mücadelesi gütmektedir. Hala milletvekili olan bir şahısla siyasi çekişmeleri nedeniyle beni kullanmaktadır.Benim üzerimden mevcut milletvekilini yıpratmak için de aleyhime ifade verdiğini düşünüyorum.
“BANKASYA’DA HİÇ MEVDUAT HESABIM OLMADI”
Ertuğrul Fatih Tıraş himmet topladığımı ve sohbetlere gittiğimi söylemiş. Ben bu şahsı tanımam. Huzurdaki savunması da aleyhime beyanların doğru olmadığını sonradan beyan etmiştir. İtibar edilmemesini talep ediyorum. Serkan Özmarka, Erdem Öğrenci Yurdunda dini sohbet yapıldığını, oraya katılan isimleri saymıştır. Benim bu toplantılara katıldığımı görmediğini ama katılmış olabileceğimi tahmin ettiğini söylemiştir.Tamamen tahmin ve yorumdan ibarettir. Kendisini tanımam,şube müdürü Mücahit ile yanıma gelmiş olabilir. Bankadan plaket aldığıma yönelik iddiasının karşılığı yoktur. Bankasya’da hiç mevduat hesabım olmamıştır. Böyle bir plaket verilmesi durumu da yoktur.
“HİÇ TOPLANTIYA KATILMADIM”
Sadi Yıldız, NecdetA.’nın binasında toplandığımızı söylemiş. Ben 1999 yılında deprem sonrası bir süre otelde kalmıştım Sonra da bir eve taşındık. O dönem sıkıntılar nedeniyle bir süreliğine otelde kalmak zorunda kaldık. Yıldız Otelde konaklamıştık. O tarihten sonra da kendisiyle bir daha görüşmedim. Bahsettiği toplantıya da hiç katılmadım.
“2013’TE TANIŞTIĞIM ŞAHIS, İKİ YIL ÖNCEKİ TOPLANTIDA BENİ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEMİŞ”
İnan Kalaycı, Sadi Yıldız’ın otelinde iftar sonrasında sohbet toplantıları tertiplediğini ve benim de katıldığımı söylemiş. Ben Yıldız Otel’e 2000’den sonra hiç uğramadım. Kendisiyle 2013 yılında Highway’deki bir düğünde tanıştım. Şahsın bahsettiği iftar organizasyonu 2011 ve 2012 yıllarına aittir. 2013’te tanıştığım bir şahsın 2 yıl önceki bir organizasyonda beni gördüğünü söylemesinin bir anlamı bulunmamaktadır.
ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN KİLİT İSMİ
Necati Durukan isimli şahısla bir dönem ayni şirkette çalıştık. İş dışında bir münasebetim olmadı. Lehime olan beyanlarına itibar edilmesini aleyhime beyanlarını kabul etmiyorum. Savaş Yıldız’la alışveriş merkezinde bir arkadaşının düğünü için geldiğinde tanışmıştım. Şahıs benim alışveriş merkezinin kilit ismi olduğumu söylemiş. Beni bir kez gören bir şahsın aleyhimde beyanda bulunmasından nasıl bir sonuç çıkarılabileceğini tahminlerinize bırakıyorum.
“MELİH KOLEJİ’NİN ÖRGÜTLE MÜZAHİR OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”
Çocuklarımı örgüte müzahir okullara göndermem suçlamanın delili olarak gösterilmiş. Melih Koleji isimli okula 2000’de büyük çocuğumu kaydettirdim. Başarılı olunca diğer çocuklarımı da oraya kaydettirdim. Devlet denetiminde bir kurum olduğu için böyle bir tercih de bulundum. O dönem Bolu’da başka bir özel okul da bulunmamaktaydı. Örgütle müzahir olduğuna yönelik bir bilgiye de sahip değildim.
“GENEL MÜDÜR OLDUĞUM İÇİN TANINIRLIĞIM ARTTI”
Örgütün dini sohbetlerine iştirak ettiğim iddiası, tanık beyanlarından bağımsız olarak nitelendirilmek suretiyle hakkımdaki iddiaların çoğaltılmaya çalışıldığını düşünüyorum. Herhangi bir örgüt toplantısına katılmadım. Suça dair bir toplantı yada faaliyet içerisine de girmedim. Highway Genel Müdürü olduğum dönemde marka değerini artırabilmek için basında yer almak durumunda kaldım. Bu durum benim tanınırlığımı artırdı. Aleyhime beyanları bulunanların yanlış bir algıya kapılarak beyanda bulunduklarını düşünüyorum. Dini sohbet toplantılarına katıldığım iddiasını kabul etmiyorum.
“BOSİAD’A BEN DEĞİL BOLU DAĞI A.Ş. ÜYEYDİ”
BOSİAD’a üyeliğimin de bir yanılgıdan oluştuğunu düşünüyorum. Şahsım adına yapılan bir üyelik değildir. Highway Genel Müdürü olduğum dönemde Bolu Dağı A.Ş.’nin derneğe üyeliği söz konusu oldu. Ben de genel müdür sıfatıyla şirketi temsil eden kişi olarak üyelik yaptırdım. Şahsi değil şirketi temsilen, şirket namına yapılan bir üyeliktir. Türkiye Alışveriş Yatırımcıları Derneği’nde de benzeri üyelik yaptırmıştım. Genel müdürlük görevim son bulduğunda bu üyelik de son bulmuştur.Bunun aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.
“HOKEY TAKIMI İLE İLGİLİ İDDİA BENİ OLDUKÇA ÜZMÜŞTÜR”
Bolu Dağı Spor ve Eğitim Turizm Derneğine üye olduğuma yönelik iddiada beni oldukça üzmüştür. Genel müdür olduğum dönemde AİBÜ hokey takımı antrenörleriyle beni ziyaret etmişlerdi. Portekiz’de yapılacak Avrupa Kulüpler Şampiyonasına katılma hakkı elde ettiklerini fakat maddi imkansızlıklar nedeniyle gidemediklerini söylediler. Biz şirket olarak hokey takımını destekleme kararı aldık. Bu sebeple yasal zorunluluk göz önünde bulundurarak hokey takımını bünyemize almak için bu dernek kuruldu. Daha sonra AİBÜ çim hokeyi takımına sponsor olduk. Hokey takımı şampiyonayı birincilikle tamamladı. Bay ve bayan hokey takımlarımız Türkiye Süper lige katılıp şampiyon oldular. Takım antrenörü aynı zamanda milli takım antrenörüydü. Bu sponsorlukla aynı zamanda ciddi bir reklam desteği de sağladık. Spora yaptığımız destek nedeniyle ciddi reklam yaptığımız ajans takip şirketlerince de onaylanmıştır. Hem şirketim adına hem de Türk sporu adına faydalı olan bir faaliyetin adıma delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.
“BANKA HESABIMIZ EŞİMLE ORTAK”
Masak raporunda belirtilen tespitlerin de eksik veya kasıtlı olduğunu düşünmekteyim. Raporda eşime yapmış olduğum yüklü havalelerin şüpheli olduğu belirtilmiş. Ancak raporda eşime ait olduğu belirtilen hesabın ortak hesap olduğu gözden kaçırılmış. Çalıştığım şirketlerden eşim adına para yatırıldığı dayanaksızdır. Ortak hesabımıza maaş olarak yatırıldığı gibi kredi kartları içinde diğer hesaplara eft yaptım. Bunlar eşim adına para transferi gibi görülmüştür. Hesapta bulunan paranın miktar itibariyle büyüklüğüne ilişkin beyanda eksik ve hatalıdır. Koç eklilik sisteminden ve maaş olarak aldığım geliri hesap ettiğimde, bulundurduğumun oldukça makul olduğunu gördüm.
“HİGHWAY’E GENEL MÜDÜR OLMAK, BENİM İÇİN BİR LÜTUF DEĞİLDİR”
Bolu Dağı A.Ş.’de yönetici olduğum ve örgüte yakınlığım olduğu için bu göreve getirildiğime ilişkin suçlamayı doğru bulmuyorum. 34 işadamı tarafından kurulan bir şirketin sahipleri arasında farklı dünya görüşleri olan insanlar da mevcuttur. Dönemin başbakanı tarafından teşvik edilerek kurdurulduğunu biliyorum. 34 ortağın en az yüzde 7 oranında hisseleri mevcuttur.Polis Sandığının ise yüzde 15 hissesi bulunmaktaydı. Polsan yüzde 15 hissesi nedeniyle imtiyazlı ortak sıfatına sahipti. Adı geçen sandığın halen faaliyetlerini devam ettiren bir sürü şirketi bulunduğu bilinmektedir. İmtiyazlı ortak olması nedeniyle genel müdür olarak benim atanmamın Polsan’ın rızası haricinde gerçekleşmesi olanaklı değildir. Ben de bu rızaya güvenerek teklifi kabul ettim. Kaldı ki burada genel müdür olarak kabul edilmek benim için bir lütuf değildir. Ben zaten o zamana kadar iş hayatında kendini ispatlayan kariyeri olan biriydim.
“BİR TERÖRİST DEĞİLİM”
Şirketin üçüncü genel müdürüydüm. Önceki genel müdürlerin de ohalde suçlanması gerekmektedir. Önceki genel müdürlerinde dünya görüşü olarak malum örgütle bağlantıları olmadığını bilmekteyim. Ben yalnızca çalışan olarak orda bulundum. Bir terörist değilim. Yalnızca çalıştığım yer nedeniyle örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum. Şirketle ilgili spekülasyonlar ortaya çıkınca istifamı verdim. İş dışında bir faaliyetim olmadı. Tutuklu kaldığım dönemde ailem ciddi mağduriyetler yaşadı. Halen de bu mağduriyet devam etmektedir. Asılsız suçlamalarla tutuklu olarak kalmak ağır gelmektedir. Beraatime ve tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.
ÖRGÜT ÜYELERİYLE YURTDIŞI GEZİSİ
Hasan Umur’a bir yurtdışı gezisine, örgüt üyesi suçlamasıyla yargılanan şahıslarla katıldığı bilgisi hatırlatıldı. 15 Haziran- 22 Haziran 2014’te Fahrettin Talay,Ahmet Karataş, Nadir ve sevil Göksüğür ile yurtdışına seyahati sorulması üzerine, “Belçika’ya Avrupa Birliği projesi kapsamında bir geziydi. Projenin ortaklarından biri de Bolu Dağı A.Ş. idi. Ben genel müdür olduğum için şirketi temsilen iştirak ettim. İsimleri geçen şahısları tanımam” dedi.
“YURTDIŞINA YATIRIM İÇİN GÖZLEM YAPMAK AMACIYLA GİTTİK”
Erol Altıntaş’ın da katıldığı yurtdışı gezisi ile ilgili olarak da “BOSİAD’ın organize ettiği 25 Mayıs 2014’te Afganistan’a yapılan iş ve kültür seyahatiydi. Şirketin patronu Adnan Daylan burada yatırım yapmak istemekteydi. Benim de katılarak hususta gözlem yapmamı istedi. İş seyahatinin örgütsel bir bağı bulunmamaktadır” dedi.
FOTOĞRAFLARIN İÇERİĞİ SORULDU
Hasan Umur’a dosyaya konulan fotoğraflar gösterilerek “Memur Sen TOKİ evlerinde bir bodrum katta bir kısım materyallerde üç fotoğraf bulundu. Bunlarda feto/pdy soruşturması kapsamında işlem yapılan şahıslarla ortak fotoğrafta sizde bulunmaktasınız. Bir evde yemek yeniliyor.Siz onda yoksunuz. Ama yemekte bulunan şahıslarla sizin de olduğunuz ortamda çekildiği belirtiliyor. Yine diğer fotoğraflarda da örgüte mensup olduğu iddia edilen şahıslarla görülüyorsunuz. Ne diyeceksiniz?” sorusuna
“İlk yemek yenilen fotoğrafta ise ben bulunmamaktayım. Diğer fotoğraflar ise 2007’de Melih Koleji’nin düzenlediği bir kültür gezisinde müzede çekilmiş bir fotoğraflardır. Onlar da veliler zaten. Hatırladığım kadarıyla öğrenci velilerine yönelik bir gezi programı esnasındaydı” dedi.