AZİZ Nesin’in 1961 yılında yazdığı ve kasabada çevresinin saflığından yararlanarak Belediye Başkanlığına, ardından da Milletvekilliğine kadar yükselen açıkgöz Zübükzade İbrahim Bey’in serüveninin anlatıldığı bir romanın ismidir. Romanın asıl ismi “Kağnı gölgesinde ki it” dir. Roman o kadar tutar ki, Senaristliğini Kartal Tibet, Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı ve Başrolünü Kemal Sunal’ın oynadığı bir film yapılarak sinemaya bile uyarlanır. 1980 yılında bu film kapalı gişe oynar.
Zübük kelimesi Türk Dil Kurumunda şu şekilde açıklanır; “Halk arasında kişinin kendi çıkarlarını gözetebilmek adına her yolu mubah sayması, çıkarcı ve menfaatçi”
Kemal Sunal’ın hayat verdiği Zübükzade İbrahim Bey, gerçekten de üçkâğıtçı, yalancı ve düzenbaz birisidir. Kasabadaki diğer insanlara karşı kendisini güçlü gösterebilmek için dönemin siyasetçileri ile fotoğraflarını herkese göstererek güç kazanmaya çalışır. Gerçi o fotoğraflar bile sahtedir. Ancak masum halk onun siyasetçilerle fotoğraflarını görünce Zübükzade İbrahim Bey’i bir adam sanırlar ve önce Belediye Başkanı sonra Milletvekili seçerler.
Sosyal Medyaya bakıyorum da ortalık Zübük kaynıyor. Hiç kimse kusura bakmasın, can arkadaşım dediğim bazı insanlar bile siyasetçilerle fotoğraf çektirip, “Falanca abim, feşmekanca dostum” şeklinde siyasilerle çektirdikleri fotoğraflarla hava atıyorlar. Artık bu sadece bir hava atma dürtüsü müdür, yoksa kamu görevlilerine karşı “Sakın bana dokunmayın görüyorsunuz feşmekanca vekil benim çok yakın dostumdur” havası verip iş gördürmeye mi çalışmaktır bilemem. Trafikte yakalanınca görevli memura da ehliyet yerine yoksa o siyasetçi ile çektirdikleri fotoğrafımı gösteriyorlar onu da bilmiyorum.
Bir de uzun bir süreye kadar partinin kapısından içeri girmemişler ama bugün, menfaatleri uğruna o partinin yöneticileri ile fotoğraf çektirme telaşı içine düşmüşler var. Bunları görünce de çok şaşırıyorum. Muhtemelen işleri düşmüştür demekten kendimi alamıyorum.
Yani kısacası demek istiyorum ki, ortalık Zübükzade İbrahim Bey’ler ile dolu. Ancak unuttukları bir şey var ki artık insanlar “Masum ve saf halk” değil. Sizin o fotoğrafı niye çektirdiğinizi sizin niye o siyasetçilerle ya da büyük devlet adamları ile aynı kareye girdiğinizi biliyor. Dolayısı ile zübükleşmeyin.
Öyle güzel işler yapın ki, fotoğraf çektirmek için can attığınız kişiler, sizinle fotoğraf çektirmek için sıraya girsin. Öyle güzel işler yapın ki, halk size, fotoğraf çektirdiğiniz siyasetçi için saygı duymak yerine yaptığınız iş için şapka çıkartsın.
Elbette çıkarlarınız olsun, elbette çıkarlarınızı koruyun, ancak kendi çıkarınız için başkasını, bir siyasetçinin bir üst düzey bürokratın gücü ile ezmeye kalkışmayın. Sahip olabileceğiniz tek şey bastığınız yerin bir metre altında bir metrekare toprak mezar.
