OTUZ yılı aşkın bir süredir, bu satırlardan bizi yönetenleri sürekli eleştirdiğim iki konu vardır. Bunlardan bir tanesi “Adil” olmadıkları zaman, ikincisi ise, “İşi ehline vermedikleri” zamandır.
İktidardaki partinin kim olduğuna bakmaksızın eleştirilerim bu minval üzere olmuştur. Ki bunu yaparken de referans aldığım nokta, siyasi partilerin halkın din duygularını ön plana çıkartarak iktidar savaşı vermelerinden kaynaklanmaktadır.
Hangi parti olursa olsun, iktidara gelinceye kadar halkın dini duygularını siyasi emellerine alet eder, sonrasında da sürekli ağızlarından düşürmedikleri “Allah, Peygamber, Tevhid, Vatan, Bayrak” gibi o kelimeleri unutur giderler. Ya da bu kelimelerin ruhunu incitirler.
Kendileri bu kavramlarla iktidara geldikleri için, alt kadrolarını da, kim en çok “Allah, Peygamber, Namaz” diyorsa; kim en çok camide ön safa koşuyorsa, o kişilerden oluşturur. Bu gözler İl Başkanının hangi camiye gittiğini takip eden daire müdürlerini, o müdürün hangi camiye gittiğini takip eden şube müdürünü, mevki ve makam için İl Başkanının kapısında yatan sözde müdürleri çok gördü. İşin tuhaf tarafı kendisine Siyasal İslami referans alan siyasi parti iktidara geldiğinde arka cebinde namaz takkesi taşıyan, ceketini cebinden tespihin imamesini sallandıran daire müdürü, kendisine Sosyal Demokrasiyi referans alan bir parti iktidara geldiğinde de ceketinin cebinde cumhuriyet gazetesini milletin gözüne sokuyordu. Ve biz millet olarak fırıldak gibi dönem bu kişiliksizleri gördükçe gülüyorduk. Yani demem o ki, bu ülke buralar öyle kolay kolay gelmedi(!)
Oysa!
Mademki kendimize Müslüman bir ülkeyiz diyoruz, mademki bizi yönetenler de Müslüman olduklarını söylüyor o zaman onlara küçük bir hatırlatma yapalım. Bakalım Kur’an-ı Kerim’ de bu idareciler için bizleri yaratan Allah (CC) ne diyor: “Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Alla, size ne güzel öğüt veriyor. Doğrusu Alllah işitendir, görendir.”
Gördüğünüz üzere, Kur’an-ı Kerim, söylenecek her şeyi apaçık söylemiş. Değil Kur’an-ı Kerim’i inkâr etmek, onun içindeki bir harfi bile inkâr etmek kişiyi dinden çıkartır. O zaman şimdi sorumuzu soralım; Siyasi partisi fark etmeksizin söylüyorum, belli bir makamda olanlar, atamalarda liyakate dikkat ediyor mu? Adil mi? Liyakatli ve adil bir atama yapmak için caba harcıyor mu? Bu atamaları yapan en baştaki ile en sondaki daire müdürleri dinden çıkmış olmuyor mu?
Yeni yılda hepinize sağlık ve mutluluk ile birlikte, liyakatli ve adil idarecilerin göreve geleceği bir yıl diliyorum.
