AVRUPA İslam dinine sistematik bir şekilde saldırmaya ve sinir uçlarımıza dokunarak bizi tahrik etmeye devam ediyor. İsveç ve Hollanda’dan sonra Norveç’te İslam dinene saldırmaya başladı. Sanki görünmez bir el bu ülkeleri bu konuda yönetiyor.
Ben, her ne kadar bu konuda Avrupa’ya kızsam da, benim asıl kızdıklarım ülkemizde ki aymazlardır. Hem ülkenin nüfusunun yüzde 99’u Müslüman diyeceksin hem de bu konuda sadece belli bir siyasi partinin sesi çıkacak. İsterdim ki, Avrupa’nın bu saldırısına ülkemizde ki bütün siyasi partiler tepki göstersinler. Sahi neden sadece AKP bu konuda Avrupa’ya tepki gösteriyor. Altılı ve dörtlü masadan neden bu konuda hiç ses çıkmıyor anlayabilmiş değilim. Bu ülkede sadece AKP’mi Müslüman? Geçtim bu konuyu.
İslam’a saldırmak, Kur’an-ı Kerim’e saldırmak yeni bir şey değil. Taaaa İslam’ın ilk gününden bu güne kadar hep saldırıldı. Ancak bu kez saldırının Türk Büyükelçilikleri önünde olması aynı zamanda bize de yapılmış bir saldırı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Artık, Avrupa’da çok iyi biliyor ki, Türk’ler İslam’ı ayakta tutan, İslam’ı yaşatan ve koruyan tek ordu. Eğer bu orduyu yıkabilirlerse yer küre üzerinde İslam adına hiçbir şey kalmayacak ve istedikleri gibi insanlara zulüm işkence yapabilecekler. Yoksa neden bu eylemlerini Türk Büyükelçilikleri önünde yapsınlar ki? Dünya’da bir tek İslam ülkesi biz mi varız? Elbette ki sadece biz yokuz ama diğerleri zaten onların avuçlarında olduklarından onlar bu tür eylemlere ses çıkartamıyorlar. Bizim ülkemizde de maalesef bu konu, bir tek siyasi partiden yüksek seste karşılık buluyor. Diğerleri kulaklarının üzerine yatmış vaziyette.
Misal ben, yakın zamanda Umre görevini yapan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan, Karayolu ile Ankara’dan İstanbul’a geçerken Bolu’da ki Tokad-i Hayrettin Türbesine gidip Yasin-i Şerif okuyan Gelecek Partisi Lideri Sayın Ahmet Davutoğlu’ndan, Eşim Kur’an-ı Kerim emrettiği için başını örtüyor diyen Deva Partisi Lideri Sayın Ali Babacan’dan, Bunlar; Allah, Kur’an düşmanı diyerek 37 aydını Madımak Otelde yakılmasının faili olarak yargılanan Saadet Partisi Lideri Sayın Temel Karamollaoğlu’ndan, 28 Şubatta herkes uçaklara dolmuş kaçışırken Başörtüsünü savunan “bendim ben” diyerek göğsünü yumruklayan İyi Parti lideri Sayın Meral Akşener’den, Ortalıkta başörtüsü diye bir sorun yokken, sanki varmış gibi yeniden gündeme getiren CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Kur’an-ı Kerimin yakılması olaylarında şiddetli bir şekilde tavır koymalarını beklerdim. Ama boşuna beklemişim. Hayal kırıklığına uğradım. Kendisini Müslüman hissedenlerin duygularının hepsinin tarumar olduğunu anlayabiliyorum.
Bu arada, bu konuyu AKP ve MHP’ye bırakmayacak kadar duyarlı olduğunu bildiğim bir babayiğidin daha yakın zamanda bu konuyla ilgili basın açıklaması yapacağını düşünüyorum.
