Hamza Canbaş yazdı

Hamza Canbaş yazdı
29 Nisan 2019
BOLU, BENİM BOLUM DEĞİL BU Bolu, benim kentim olamaz. Olamaz çünkü ben bu kentin 50 yıllık tarihine tanıklık ettim. Ben bu kente çok uzun yıllar önce aşık oldum ve burada kaldım ve kalmaya devam ediyorum. Bu, Bolu benim kentim olamaz. Bazı arkadaşlar sosyal medya hesaplarından Bolu’nun geçmiş tarihi ile ilgili fotoğraflar paylaşıyorlar. Elbette ki güzel bir çalışma, hepsini zevkle izliyorum. Her fotoğrafta bizim mahalleden de görüntü var mı diye bakıyorum. Müthiş bir fiziksel değişiklik yaşıyoruz. Eski evlerimiz, sokaklarımız, yollarımız hatta tarlalarımız yerini yeni ve yüksek binalara bırakmış. Bu anlamda değişmişiz, ancak bu değişim kaçınılmazdı ve oldu. Kentleşme muhakkak ki önemli bir konu. Ama asıl ondan da önemli olan kentimiz ile birlikte ruhumuz da değişiyor. Ve ben bu değişimden rahatsız oluyorum. Benim Bolum da eskiden, Çıkınlar Mahallesinden Karaçayır’a doğru yola çıkan hergele sürüsüne, Akpınar, Semerkant, Aktaş ve Karaçayır Mahallelerinden de karışan inekler olur, bugün Boluspor Tesislerinin bulunduğu alandan İtfaiye Meydanına kadar olan bölümde binlerce inek otlardı. Hergelenin çobanlarının sabah sabah inekleri Karaçayır’a götürürken söylediği türküler sokak aralarında yankılanırdı. Avlunun önüne çıkan Safiye Teyzenin; “ İbraaaam , lan İbraaaam, kör olasıca çoban benim ineği almadan gidiyor” diyen sesini hiçbir çoban duymazdı. Ondan sonra da, bizim eve gelip bana, “Olum, körolasıca çobanlar gene benim ineği almadılar, sen Karaçayıra’a götürever, aaşama sana da süt verecin” derdi.  Bizimkiler, “Hadi gene sana iş çıktı, koş bakalım” derlerdi. Benim gibi onlarca çocuk sabahın ilk ışıkları ile birlikte hergeleye ineklerini karıştırmak için yollarda olurdu, yaşları beş ile 10 arasında olan bizler, inekleri Karaçayırdaki çobanlara teslim ettikten sonra kentin değişik yerlerinde oyunlar oynardık, biz korkmazdık, ailelerimiz korkmaz endişe etmezlerdi. Öğleye doğru karnımız acıkınca da mahalledeki komşumuzun evine gider, “teyze benim karnım aç” dediğimizde de hemen tere yağlı yumurta kırılır, yanına bir de domates doğranır bi güzel karnımızı doyururduk. Benim Bolumda eskiden, Boluspor konuşulurdu, Adalet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Fazilet Partisi falan sıkça konuşulurdu. Köylünün patatesi o zamanda para etmezdi ve çokça konuşulurdu. Bugünkü Bobesin ve Aşevinin olduğu yere köylü mağdur edilmesin diye patatesini devlet almıştı, devlet de o patatesi satamayınca onlarda çürümüş ve kokmuştu. Koku bütün bir Bolu’ya yayılmıştı. Belediye ekipleri o patatesleri kamyonlarla (nereye attılar bilmiyorum) atarken bizim mahalleden geçerdi ve bizim mahalle kokudan yaşanmaz olurdu. Benim Bolumda eskiden her şey olur, her şey konuşulur, ama asla bir çocuk taciz edilmez ve konuşulmazdı. O yüzden bu Bolu, benim aşık olduğum kent olamaz. Çocuklarımıza sahip çıkalım, koruyalım, kollayalım, lütfen onları gözümünüz önünden ayırmayalım. Çünkü; Bolu, benim Bolum değil.      

Yorum yazın

Yorum yazarak, yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan gazetemiz ve sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.