Hamza Canbaş yazdı...

Hamza Canbaş yazdı...
24 Mart 2020
ZEKÂTINIZI HEMEN VERİN KORONA günleri (covid19) belli ki biraz daha sürecek. Doğal olarak herkes eşit oranda etkilenmiyor. Öncelikle şunu belirtelim ki, zengin fakir, yaşlı genç hepimiz aynı gemideyiz. Zengin ağa babaları ambarlarını doldurdular. Uzun zamandır eşlerine ayıramadıkları bol bol vakitlerin tadını çıkartıyorlar. (Bu arada metreslerinden evine vakit ayıramayanlar kös kös oturup, ellerinde kumanda, “çay yap hanım, sustur şu çocuğun sesini hanım, nereden çıktı bu korona ya” diye homurdanıyordur.) Şimdi buradan biraz din konusuna giriş yapalım. Dinimizde ibadetler mal, beden ve hem mal hem de beden ile yapılıyor. Örneğin Namaz ibadeti beden ile yapılan bir ibadet şeklidir. Zekât ise mal ile yapılan bir ibadettir. Hac ise her ikisi ile yapılan ibadet şeklidir. Hac ibadeti için gerekli mali yükümlülüğe eriştikten sonra farz olur, beden olarak gidemesen bile yerine vekil göndererek bu ibadeti gerçekleştirirsin. Zira Zekât ibadeti için de gerekli mali zenginliğe ulaşman gerekir. Dönelim konumuza, Virüs nedeniyle bütün dünya önlemler alıyor. Camiler kapalı, Cuma namazına gidenlerle gitmeyenler arasında eşitlik oldu. Bu konuda, Diyanet İşleri Başkanlığı doğru bir karar aldı. Yine bilindiği gibi Suudi hükümeti de ülkeye girişleri yasakladı. Eğer bu durum devam ederse Kurban Bayramındaki hac görevimizi ifa edemeyeceğiz. (yani gidebilecekler için söylüyorum) Yani hac görevi de ertelendi diyelim. Yani bir açıdan baktığımızda İslam’ın bilinen şartları tehir edilmiş oluyor. Hoş zaten pek çok kişi de bu şartları yerine getirmiyorduk. Ama bir konu var ki, kaçış yok. Özellikle zengin vatandaşlar için söylüyorum. Yine bizim ülkemizde fitre ve zekâtlar genellikle ramazan ayı içinde verilir. Oysa bu doğru değildir. Özellikle zekât yılın her ayında her gününde verilebilir. Bu konuyla ilgili İslam ilmihallerinde geçen bilgileri sona bırakacağım. Öyle yağma yok, Korona var diye zekâttan kurtuluş yok. Bu gün vermediğin zekât yarın açlıktan ölen fakirin işine yaramayacaktır. O yüzden hemen şimdi, Ramazan ayını beklemeden şu zekâtlarınızı hak edenlere verin. Verin ki, zor günlerden geçtiğimiz şu günlerde zekâtlarınız, fitreleriniz daha çok anlam kazansın. Unutmayın hepimiz, zengini fakiri, yaşlısı genci aynı geminin yolcularıyız. Gemi su alıyor ve batmasını engellemek bizim elimizde. Gemide ki fakirleri kurtarırsak batmayız. Gelelim Zekâtın hükmüne; Zekât, farz olduktan sonra verilir, Nisaba (İslami ölçülerde zenginliğe, ölçünün ne kadar olduğunu internetten araştırıp bulabilirsiniz) ulaşan, zengin olduğu tarihi, kameri aya göre bir yere yazar. Mesela,  Recep ayının 3’ünde zengin olmuşsa, bir yıl sonra Recebin üçüne gelince Zekâtı vermek gerekir. Ramazan ayını beklemez. İlla ki ramazan ayını beklemek gerekmez. Zekât vermek gereken bir malın var ve sen ramazan ayını beklerken vefat ettiğinde, ahirete zekât borçlusu olarak gidersin.

Yorum yazın

Yorum yazarak, yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan gazetemiz ve sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.