Bolu'ya fay kuşatması!

Bolu'ya fay kuşatması!
14 Aralık 2020

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, yaptığı basın açıklamasında ilimiz Bolu’nun fay zonları üzerinde olduğuna dikkat çekti. Jeoloji Mühendisleri Odası açıklamasında ülkemizdeki yerleşimlerin depreme karşı korunması adına mücadele edeceklerini bildirdi.

Maden Tetkik Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen (MTA)’a göre,  Bolu’da fay hatlarının hangi aksı izlediğini, yaşadığınız bölgede fay hattının bulunup bulunmadığını, evinizin  fay hatlarına ne kadar uzaklıkta olduğunu net şekilde MTA'nın internet sitesindeki 'Yer Bilimleri' bölümünden Bolu’yu seçerek görebilirsiniz.

Kamuoyunda Fay Yasasına ilişkin tartışmalar devam ederken TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Fay Yasasına ilişkin yapılan değerlendirme açıklamasında ilimiz Bolu’nun fay zonları üzerinde olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Günümüzde tüm dünyada afet ve afet yönetimi, ister doğa, isterse de insan etkilerinden kaynaklı olsun, bütün tehlike kaynaklarının yasal mevzuat içinde tanımlanması ve bu tehlike kaynaklarının yaratacağı risklerin öngörülerek azaltılması ve risklere yönelik önlemlerin afetler öncesinde alınması prensibine dayanmaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında deprem hasarı sarsıntı etkisinin yanı sıra, bu etki ile tetiklenen sıvılaşma, heyelan, kaya düşmesi gibi zemin davranışları, tsunami ve diri fay boyunca oluşan hareketin yer yüzeyinde düşeyde ve/veya yatayda meydana getirdiği kırık, yer değiştirme, kayma, sıkışma, çökme gibi deformasyonları kapsar. Bu deformasyon alanı ‘Yüzey Faylanması Tehlike Kuşağı’ olarak tanımlanır. Yüzey faylanması tehlike kuşağı içinde yer alan yapılar, hem fayın hareket mekanizmasına bağlı olarak (fay türüne bağlı) düşeyde veya yatayda meydana gelen deformasyonlardan, hem de sarsıntı etkisi ile yıkıma uğrarken, faydan uzak mesafede yer alan yapılar ise sarsıntı etkisi ile yıkılmaktadır. Bu nedenle gelecekte yüzey kırılmasıyla sonuçlanabilecek ve üzerindeki tüm yapılarda yoğun hasar yaratabilecek yüzey faylanması tehlikesine karşı geçerliği kanıtlanmış bilimsel kurallara dayanan değerlendirmelerin yapılması ve risk azaltıcı önlemlerin önceden alınması gereklidir.” İfadelerine yer verdi.

Yüzey faylanması nedir?

Yüzey faylanması ülke depremselliğinin bir parçasıdır, depremin yarattığı tüm tehlike kaynaklarına karşı bütünsel bir bakış açısıyla mücadele edilebilir. Bu bakış açısının her zaman en büyük savunucusu, doğaldır ki deprem araştırmaları mesleki derinliğinin bir parçası olan Jeoloji Mühendisliği ve onun meslek örgütü Jeoloji Mühendisleri Odasıdır. ‘Fay yasası’ olarak bilinen teklifin temel hedefi, yüzeyde görülen ve aktif olan fayların her iki tarafına oluşturulacak ‘sakınım bandı içinde’ kalan alanda bina ve bina türü yapılaşmaya sınırlama getirilerek yerleşim yerlerindeki afet riskinin, can ve mal kaybının azaltılarak afetlere karşı dayanıklılığın artırılması sürecine katkı vermektir. Odamızın yaptığı tespitlere göre şu anda 18 kent, 80’ni aşkın ilçe ve 502 köydeki 100.000’in üzerinde bina, 600.000’den fazla insanımız ‘yüzey faylanması tehlike zonu’ üzerinde yaşamaktadır. Gerçeği sessiz kalmayarak dile getiren Odamızın önerisine karşı çıkarak, fay zonları ile heyelanlı alanlar, çığ ve kaya düşme tehlikesi bulunan alanlar veya taşkın alanları gibi riskli alanlarda yaşamanın güvenli olduğunu söylemek, bunca can kaybına rağmen bu alanlarda yapılaşmayı önermek mi kamu yararınadır.

‘20 yıldır süren keyfi uygulamalar sona ermeli’

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili Bakanlıkların bu konuda günümüze kadar yaptıkları düzenlemeler, toplumun ihtiyaçlarını afet risklerini önceleyen, zarar azaltıcı bir bakış açısı ile karşılamak yerine, imar, afet, planlama, yapı üretim ve denetim, kentsel dönüşüm, çevre, orman, tabiat varlıklarını koruma gibi kanunlarda yaptıkları değişiklikler kentlerimizi doğa kaynaklı afetlere karşı korumasız bırakmış, her depremde veya taşkında daha fazla insanımızı kaybeder hale getirmiştir. Konuya ‘Fay Yasası’ önerisi açısından bakılacak olursa, Ülkemizde bugüne kadar kentsel yerleşim alanlarında gerçekleştirilecek mekânsal planlama süreçleriyle yüzey faylanması olgusunu ilişkilendiren ne bir fay yasası ne buna ilişkin bir yönetmelik ne de tek bir tebliğ bulunmaktadır. Bu nedenle 2004 yılında toplanan ve TMMOB bağlı çok sayıda Odanın da katıldığı Deprem Şurasının temel önerilerinden biri diri faylar konusunda araştırma ve mevzuatının oluşturulması olmuştur. Bilhassa 1999 depremlerinden bu yana bilinen diri faylar üzerindeki yerler Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından herhangi bir yasa ve yönetmeliğe ya da bilimsel kritere dayanılmaksızın ‘Önlemli Alan’ İlan edilmekte ve yerleşime kapatılmaktadır. Önerilen Fay Yasası ile bu uygulamanın yasa ve yönetmelik çerçevesinde ve bilimsel kriterlere uyumu sağlanacak, 20 yıldır süregelen keyfi uygulamalar ve çözüm bekleyen bir sorun giderilecektir. Önerilen düzenleme ile belirli büyüklükte deprem üreten fayların tektonik deformasyon zonu da tehlike kaynağı olarak görülecek ve buna ilişkin düzenlemeler yapılarak ülke insanının uğrayacağı can kayıplar azaltılacaktır. Bu nedenle de buna ilişkin yeni bir yasal değişikliğin yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Aktif fay zonlarının üstü, dere yatakları, taşkın, heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi alan sınırları içinde kalan yapıların, halk mağdur edilmeden kamusal bir anlayışla kentsel dönüşüme tabi tutulması ve barınma ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması gerektiği özellikle vurgulanmıştır. Önerimizin bir parçası olan bu ifadelerin; ‘sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini üretmenin bir yana bırakıldığı’, ‘uygulamaların ranta ve istismara dönüşmesine hizmet edeceği’ şeklindeki yaklaşımlar da açıklanmaya muhtaç, yersiz değerlendirmelerdir. Belirttiğimiz riskli alanlarda yaşamanın kaçınılmaz sonucunu görmezden gelip, istismara yol açabileceği varsayımıyla bu olumsuzluğa kayıtsız kalamayarak, tehlikeyi vurgulayıp çözüm önerisini de getirmenin görev ve sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz.

Yorum yazın

Yorum yazarak, yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan gazetemiz ve sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.