Hamza Canbaş yazdı

Hamza Canbaş yazdı
11 Haziran 2019
Seçim gerginliği korkutuyor DİKTATÖR Batista’yı devirdikten sonra, Fidel Castro’ya yanındakiler dediler ki, “Emir verin, sarayların birini sizin için hazırlayalım”… Fidel Castro cevap verir, “ Eğer ben sarayda yaşayacaksam Batista’yı niye devirdik”? Yukarıda ki giriş cümlesini özellikle seçtim. İstanbul B.B Başkanlığı seçimlerine günler kala, ortam iyice gerildi. Gerginlik enikonu bariz bir şekilde hata yaptırıyor. Ben Sayın Ekrem İmamoğlu’nun hata yaptığını düşünenlerdenim. İster valinin tezgahı deyin, ister Bakan Vali’yi aradı deyin. xxx İçişleri Bakanına vatandaşın birisi “Akıllı ol” diye çıkışta bulunuyor. Her iki tarafta olayı kendi cephesinden ele alıyor ve Sosyal Medya’da klavye kahramanlığına soyunuyor. “Aferin adama, koskoca bakana, hem de İçişleri Bakanına Posta koydu” şeklinde alkış tutuyor bizim kendisini çokbilmiş vatandaşlarımız. Kel diyeni mi ararsın, keltoş diyeni mi ararsın. Yağmur gibi yağdırıyorlar kötü sözleri. Oysa bunu diyenlerin içinde bir sürü kel var tabi ki. Kendisi aynaya bakmayınca sadece karşısındakini kel sanıyor. Üstelik bir saç özürlülere hakaret ettiklerinin farkında değiller. Bu arada, sinsi sinsi gülüyor karşı taraf, biliyorlar ki bu durumdan vatandaş rahatsız, “Akıllı ol” cümlesi CHP’ye oy devşirmez bilinsin istiyorum. O yüzden bu cümleyi kuran bir adam iyi bir adam değil. Sahip çıkmayın ajan mı nedir, belki de AKP’li dir. xxx Bir de Sayın Ekrem İmamoğlu’nun VİP’lik durumu var, son zamanlarda gerginliğin hangi noktaya geldiğini gösteren. Sayın İmamoğlu, özel bir uçakla Ordu’ya geliyor ve malum olaylar yaşanıyor. VİP’ten geçerdin geçmezdin tartışmaları. Diyelim ki, Sayın İmamoğlu’nun VİP’den geçme hakkı bulunsun,  geçme oradan, sen halk adamı değil misin? İn uçaktan yönel halkın geçtiği kapıya, geçerken de, “İnsanları böyle ayrıştırmak doğru değil arkadaş, herkes eşit olsun. Benim halkım hangi kapıdan geçerse ben de o kapıdan geçerim arkadaş” deyiver, al sana 100 bin oy. Vali’ye hakaret etmek yerine, “Sayın Vali’ye teşekkür ederim, beni halkımla buluşturduğu için” şeklinde bir cümle daha kur, al sana bi 100 bin oy daha. Peki, şimdi ne oldu? “Arkadaş, sen hangi sıfatla VİP salonunu kullanmak için ısrar ediyorsun. Hani sen sosyal demokrattın, tutturdun VİP diye” şeklinde düşünce sahipleri başladılar şova, gitti 100 bin oy. Üstelik bir de Vali’ye hakaret ediyorsun, gitti 100 bin oy daha. Üstelik çok güvendiğin Fox TV’de Fatih Portakal, “Biz İmamoğlu’nun kullandığı cümleyi yayınlamayı uygun bulmadık” deyince bi 100 oy da oradan gitti. Her şey şaka gibi. O kadar ayrıştırılmışız ki, senin kötün benim kötüm durumları hâsıl olmuş. Benim kötüm, “varsın yapsın” noktasına gelmişiz. “Eeee, onlar da şunu bunu yaptı. Onlar yaparken iyiydi. Bir kere de biz yapalım, ne olmuş yani” demek sağlıklı bir düşünce değildir. Kendi kötülüğünü savunan karşısındakinin kötülüğünü aklamış olur. Gerek İçişleri Bakanına söylenen sözcük, gerekse Sayın İmamoğlu’nun yaşadıkları doğru değildir arkadaş. Unutmayın, Muharrem İnce’ye seçim kaybettiren dili olmuştur. “O komutanın Apoletlerini sökeceğim” sözcüğü Muharrem İnce’yi hem halkın gözünde hem de Sayın Kılıçdaroğlu’nun gözünde bitirmiştir. Bu millet Askerine, Polisine, Valisine kötü söz söyletmez arkadaş. Şimdi yazının giriş cümlesini tekrar okuyup konuyu kapatalım.

Yorum yazın

Yorum yazarak, yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan gazetemiz ve sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.